Şimdi size anlatacağım ilk canlı yayın deneyimim, ilk kara uçuşum ve uykusuzluktan kapanan gözlerimde cılkı çıkmış lensler gözbebeklerime tecavüz ederken Türkiye’de neden başkanlık sistemi olmamalı tezimi savunuşum ile ilgili. Geçtiğimiz hafta Sabancı’dan 5 arkadaş(yalnızca benim kız olduğum bir grup)…
“Kulağıma küpe olsun bu”, “Vay be adam ne demiş”, “Tam beni anlatıyor bu söz.” diye heyecanlanıveririz hani bazen bir söz duyunca. Elbette birçok düşünürün, birçok liderin birbirinden erdemli sözleri vardır ama bu kulağa küpe etmek öyle kişisel bir şey…
İstanbul Modern’e ilk gittiğimde lisedeydim, hiç unutmam. O zaman “modern sanat” deyince pek bir Çocuklar Duymasın’daki Haluk kesilir, anlamsız diye yorumlardım aklıma gelen imajları. Ama sonradan fark ettim ki esas çeşitlilik ve özgürlük modern sanatta, bir anlam çıkartıp çıkartmamak…
Ben film eleştirmeni falan değilim, öyle izlemediğim film yoktur derecesinde geniş yelpazemle de övünemem. Ama sağdan soldan ilgimi çeken bir film duyup izlemek benim için ibadet gibi, nedendir bilmem. Herkesin kendine has bir film skalası oluşmuştur az çok. “Şu…
Geçtiğimiz günlerde Münazara Kulübü olarak okulumuz öğretim üyelerinden Fuat Keyman ile bir söyleşi düzenledik. Fuat Hocamız geçen sene de bizi kırmayıp ajandasının bir köşesinden bize zaman ayırmayı başarmıştı, bu sene de yoğun temposuna rağmen bir fırsatta oturup neler olup…
İkinci sınıfa geçince hayatım da bir film şeridi gözlerimin önünden geçmeye başladı, müdahele edemiyorum. Haftaiçi oradan oraya koşturma, geç saatlere kadar dersler, kulüp mulüp derken haftasonları ne yapacağımı şaşırdım. Ondandır ki uzun zamandır şöyle güzel çayımı kahvemi alıp arkama…
Lately, I read a super interesting article in Scientific American Mind magazine’s october issue. It was a psychological article which I could find my own experiences in. It is about the change of emotions and thoughts according to language…
Yıllar önce ilk izlediğimde dehşete kapılırcasına etkilendiğim, ciddiye aldığım ve hala inancımı koruduğum bir distopik Will Smith filmi vardı: “I Robot”. Çoğunuz izlemiştir ama hatırlamak gerekirse filmde yıllar yıllar sonra insanın yaptığı her işe koşabilen aşırı zeki robotlar üretiliyor…
Son günlerde klişe bir işe başladım. Eskiden öyle okuduğum kitabın altını çok çizmez, bir yerde vaay dediysem o anı kendi büyüsünde bırakıp giderdim. Ya da bu kadar duyarlı bakamıyordum bilmiyorum, belki de altyazıya bağımlı kalmadığım için yakalayabiliyorum artık repliklerdeki…
Geçen günlerde yine nerede çevirme var, hangi yoldan gidilir muhabbetinin döndüğü bir araba yolculuğunda “Kanada’da sıfır promilmiş abi, üç dört tane elma yesen ceza yazacaklar hahahaha” repliği geçtiğini duydum. Sonra daha önce de şaşırdığım bu gerçeği araştırmaya karar vererek…












